TERTİB-İ MUKADDEMÂT kelimesinin Osmanlıca anlamı nedir?
TERTİB-İ MUKADDEMÂT: Bir neticenin meydana gelmesi için lâzım olan sebeplerin sıralarına göre tertib edilmesi. Bir neticeye varılması için sırasıyla riayet edilmesi icab eden sebebler.
TERTİB-İ MUKADDEMÂT ile alakalı bazı sözcükler ve Osmanlıca anlamı
TERTİBÂT: (Tertib. C.) Düzen, düzenleme. * Karşılayıcı hazırlıklar. Devamını Oku
TERTİBSÂZ: f. Düzenleyen, sıraya koyan, tertib eden. Devamını Oku
TERTİBKERDE: f. Düzenlenmiş, sıraya konmuş, tertib edilmiş. Devamını Oku
TERTİBÂT-I MUKADDEME: Başlangıçtaki sıralamalar, tertib ve düzenler. Devamını Oku
SEHV-İ TERTİB: Tertib yanlışı, dizme yanlışı. Devamını Oku
TERTİB: (C.: Tertibât) Tanzim etme. Dizme, sıralama, düzene koymak. * Tedarik edip hazır ve müheyya kılmak. * Bir şeyi bir yere sabit ve pâyidar kılmak. * Mertebelere göre davranmak. * Hile ile aldatma. Devamını Oku
MUKADDEM: Zaman ve mekân cihetiyle daha evvel olan. * Askerin ön tarafına sevkedilen karakol. * Değerli, üstün. * Küçükten büyüğe sunulan, takdim edilen. Devamını Oku
MUKADDEM-ÜL AYN: Gözün kenarı. Gözün pınarı. Devamını Oku
MUKADDEMÂT-I İHZARİYE: Bir şeyi hazırlamak için önceden yapılan işler. Devamını Oku
TERTİL: Muvafık ve yerli yerinde, güzel, uygun ve lâtif konuşmak. * Düşüne düşüne, yavaş yavaş, anlayarak okumak. Beyan eylemek ve âşikâr kılmak. * Kur’an-ı Kerim’i usul ve kaidesine göre, acele etmeksizin dura dura anlaya anlaya okumaktır. Kur’an-ı Kerim tertil üzere nâzil olmuştur. Devamını Oku
İLLET-İ TÂMME: Herhangi bir şeyin var olması için lâzım gelen sebeblerin tamamı. Bu sebebler var olunca neticesinin vücuda gelmesi bizzarure ve bilvücub iktiza eder. Devamını Oku
SEDD-İ ZERAİ’: Şer’an memnu olan bir şeye vesile teşkil eden mübah fiillerin de men edilmesi. “Def-i mefasid, celb-i menafiden evlâdır.” Buna binaen insan, şer’an memnu olan herhangi bir şeye sâik olacak şeylerden sakınması icab eder, o şeyler hadd-i zâtında mennu olmasa da. Bu husus Mâlikî Mezhebinde delil kabul edilen bir mes’eledir. Devamını Oku
DİNAMİK: yun. Cisimlerin hareketleriyle bunları meydana getiren sebebler arasındaki alâkayı araştıran mekanik ilminin bir kolu. * Hareket eden, durup dinlenmek bilmeyen, hareketli. * Fls: Sâbitin zıddı olarak bir kuvvet tesiriyle dâim hareket halinde bulunan ve bulunduran, bir değişmesi, bir oluşu olan. Hareketle birlikte te’sirli kuvveti de olan. Devamını Oku
MÜŞKİL-ÜT TAHSİL: Elde edilmesi, tahsili zor olan. Kolay tahsil edilemeyen. Devamını Oku
MÜKÂTEBE: Yazışma. Mektuplaşma. Birbirine yazma. * Fık: Azâd edilmesi, bazı şartlara -mal kazanmak veya bir müddet hizmet etmek gibi neticeye- bağlı olan köle veya câriye ve bu azad hususunda yapılan mukavele. Devamını Oku