TELMİ’ kelimesinin Osmanlıca anlamı nedir?
TELMİ': (Lemeân. dan) Renk renk yapma, rengârenk yapılma. * Parıldama, parıldatılma. * Edb: Mısraları, Türkçe, Arabça, Farsça gibi başka başka dillerde olan manzume yapma.
TELMİ’ ile alakalı bazı sözcükler ve Osmanlıca anlamı
TELMİZ: Dili ağızda yemek kırıntısı için gezdirmek. * Tattırmak. * Yedirmek. Devamını Oku
TELMİHEN: Telmih suretiyle. Telmih için. İmâlı olarak. Devamını Oku
TELMİHEN: Telmih suretiyle. Telmih için. İmâlı olarak. Devamını Oku
TELMİH: (C.: Telmihât) Lâyıkiyle ve kâmilen keşfedip nazara arzetmek. * Bir şeyi açıkça söylemeyip başka bir mâna ifade için söz arasında mânalı söylemek. İmâ ile söz arasında başka bir mânayı ifade etmek. * Edb: İbârede bahsi geçmeyen bir kıssaya, fıkraya, ata sözüne veya meşhur bir şiire, bir söze işaret etmek. Devamını Oku
TASRİ’: Bir beytin iki mısraını da kafiyeli yapma. * Bütün mısraları kafiyeli manzume yazma. * Yere vurmak. * İki parça etmek. Devamını Oku
MÜSELSEL: (Silsile. den) Teselsül eden, birbirine bağlı olan, bir sırada devam eden. Zincir halkaları gibi bir sırada olan. * Edb: Bütün mısraları kafiyeli manzume. Devamını Oku
MÜLEMMA’: (Lem’. den) Parlak. Revnekdar. * Bulaşmış, sıvanmış. * Karışık dilde söylenmiş manzume. * Renk renk olan. Devamını Oku
MÜLEMMA’: (Lem’. den) Parlak. Revnekdar. * Bulaşmış, sıvanmış. * Karışık dilde söylenmiş manzume. * Renk renk olan. Devamını Oku
MUTATAVVIS: Tavus kuşu gibi rengârenk giyinen. Tatavvus eden. Devamını Oku
NEFY EDÂTI: Arabçada “Lâ”, Farsçada “Nâ” gibi olumsuzluk bildiren edât. Devamını Oku
RENG-AMİZ: f. Renk renk, çeşitli renkli. Devamını Oku
GÜFTE: Her hangi bir makama göre bestelenen manzume. * Farsça “söylemek” demek olan “güften” mastarından gelen bu tabirin mânası, söylenmiş söz demektir. Devamını Oku
AKROSTİŞ: yun. Edb: Mısraların ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru okununca manalı bir kelime veya has isim çıkacak şekilde düzenlenmiş manzume. Devamını Oku
RENG Ü BU: Renk ve koku. Devamını Oku
ESHA’: Türlü türlü, günâ gûn, rengârenk. Devamını Oku