TANTANA kelimesinin Osmanlıca anlamı nedir?
TANTANA: Çok lüks içinde olmak. Gösteriş. Gürültü patırtı.
TANTANA ile alakalı bazı sözcükler ve Osmanlıca anlamı
DEBDEBE: Gürültü, patırtı. Gösteri için yapılan gürültü. Tantana. Haşmet. Devamını Oku
DARAT: f. Debdebe, tantana, şan, gösteriş, çalım. Devamını Oku
SALTANAT: Kudret, kuvvet. * Hâkimiyet, padişahlık. * Tantana, gösteriş, debdebe. * Şatafatlı hayat. Bolluk. Zenginlik. (Bak: Siyaset) Devamını Oku
ALAYİŞ: f. Bulaşıklık, bulaşma. * Debdebe, tantana, gösteriş. Devamını Oku
CAKA: (Argo) Gösteriş, çalım. Caka, mal mülk, giyim, kuşam, yahut hareket davranış yoluyla olabilir. İslâm’da gösterişin her şekli haram ve günahtır. Bugün bazı kimseler ve aileler gösteriş belâsı yüzünden maddî sıkıntılara düşmekte, israfa sürüklenmektedir. İşledikleri günahın cezasını bu dünyada da çekiyorlar. Devamını Oku
TAARR: Ari olmak, temiz ve pâk olmak, beri olmak. Döşeğinde dönüp ızdırap çekmek. Devamını Oku
TAZAMMUN: İhtiva etmek. İçine almak. İçinde başka şeyleri havi olmak. Muhit olmak. * Tazmini kabul etmek. Kefil olmak. * Man: Lâfzın, mevzuu olduğu mânanın cüz’üne delâlet etmesi. Devamını Oku
TEAKUB: Birbiri ardınca olmak, peşinde olmak. * Bir nesneyi so adan çoğaltmak. Devamını Oku
MELL: Küsmek, darılmak. * Yorgunluk. * Kakma, dürtmek. * Mahzun olmak, kederli olmak. * Hamuru külün içinde pişirmek. Devamını Oku
HODNÜMA: f. Gösteriş meraklısı. Gösterişe meraklı olan kimse. Devamını Oku
KEVKEBE: f. Fevkalâde tantana. İhtişam, debdebe, şöhret. Devamını Oku
YORDAM: t. Edâ. * Alâyiş, tantana, debdebe. * Meleke, çalım, çeviklik, alışkanlık, yatkınlık. Çabukluk. Devamını Oku
TENEDDÜD: Halk içinde meşhur olmak. Devamını Oku
TAHATTUM: Kin, hiddet ve öfke içinde olmak. Devamını Oku
HAŞMET: (Hışmet) Kendisine tabi olanlardan dolayı, “haşem” den olan, büyüklük ve heybet. Tantana-i azamet. Hürmetten gelen çekinme. * Hiddet, kızgınlık. * Alçak gönüllülük. Devamını Oku