SEFAİN kelimesinin Osmanlıca anlamı nedir?
SEFAİN: (Sefine. C.) Gemiler.
SEFAİN ile alakalı bazı sözcükler ve Osmanlıca anlamı
SUFUN: (Süfun) (Sefine. C.) Sefineler. Gemiler. Devamını Oku
SEFA’: Buğday başının kılçığı. * Orak. * Kuyu içinden çıkan toprak. Devamını Oku
SEFAİN-İ HARBİYE: Harp gemileri. Devamını Oku
DEVARİ’: (Dır. C.) Zırhlar. Zırhlılar. Zırhlı gemiler. Devamını Oku
SÂBİHÂT: Yüzücü olanlar, yüzenler. Gemiler. * Ehl-i imânın ruhları. * Yıldızlar. Devamını Oku
KEŞTÎ: f. Gemi, sefine. Devamını Oku
MACUŞUN: Gemi, sefine. * Boyanmış elbise. Devamını Oku
KORSAN GEMİSİ: Deniz hırsızlığı ve korsanlık yapan gemiler. Düşman gemilerini basarak mallarını alan bir devletin donanma gemilerine de aynı ad verilirdi. Devamını Oku
RAVH: Rahatlık. Rahmet ve kolaylık. * Serin serin esen rüzgârın vücuda dokunmasiyle verdiği serinlik ve sefa. * Koklamak. Devamını Oku
FİRKATEYN: Buharın icadından evvel kullanılan harp gemilerindendir. Bu gemiler, güvertelerinin altında bir batarya topu hâvi olup hızlı giderlerdi. Bu gemilerin üç direkleri vardı ve içlerinde mürettebatının binbeşyüzü bulanları da vardı. Devamını Oku
GAYE: Maksad, kasdedilen, netice, sonuç.(Her şeyin vücudunun müteaddit gayeleri ve hayatının müteaddit neticeleri vardır. Ehl-i dalâletin tevehhüm ettikleri gibi dünyaya, nefislerine bakan gayelere münhasır değildir. Tâ, abesiyyet ve hikmetsizlik içine girebilsin. Belki her şeyin gayât-ı vücudu ve netaic-i hayatı üç kısımdır. Birincisi ve en ulvisi Sani’ine bakar ki; o şeye taktığı hârika-i san’at murassaatını, Şâhid-i Devamını Oku
PİR: f. Yaşlı, ihtiyar. * Reis. * Bir tarikatın kurucusu. * Herhangi bir meslek ve san’atın başlatıcısı, te’sis edicisi.(Kur’an-ı Hakim; enbiyaları, insanın cemaatlerine terakkiyat-ı mâneviye cihetinde birer pişdar ve imam gönderdiği gibi; yine insanların terakkiyat-ı maddiye suretinde dahi o enbiyanın herbirisinin eline bâzı hârikalar verip yine o insanlara birer ustabaşı ve üstad etmiştir. Onlara mutlak Devamını Oku
NİŞDE (NİŞDÂN): Talep etmek, istemek. * Söz vermek, and vermek. Devamını Oku
NİHAYET-ÜN NİHAYE: En sonunda. Akıbet. Devamını Oku
ALESSEVRİ VELHUT: (Ale-s-sevri ve-l hut) Öküz ve balık üzerinde.Risale-i Nur Külliyatından Lem’alar adlı eserin Ondördüncü Lem’asında bu mevzuizah edilmiştir. Nümune olarak bir parçası aşağıda dercedilmiştir:(Hamele-i arş ve semâvat denilen melâikenin birinin ismi “Nesir” ve diğerinin ismi “Sevr” olarak dört melâikeyi, Cenâb-ı Hak, arş ve semâvata Saltanat-ı Rububiyetine nezaret etmek için tâyin ettiği gibi, semavatın bir Devamını Oku