MUNDAK kelimesinin Osmanlıca anlamı nedir?
MUNDAK: Dövülüp ufalanmış.
MUNDAK ile alakalı bazı sözcükler ve Osmanlıca anlamı
HEŞÎM: Ufalanmak. Kırılmış, ufalanmış olmak. * Kırılmış, ufalanmış kuru ot. Devamını Oku
HUSALE: Kırıntı, ufalanmış şey. Devamını Oku
RÜZAZ: Ufalanmış taş. * Her maddenin ufağı. Devamını Oku
MÜTECEZZİ: Parça parça ayrılan, ufalanmış olan. Devamını Oku
MERTUM: Kırılmış, parça parça olmuş, ufalanmış. Devamını Oku
RENDİDE: f. Rendelenmiş, ufalanmış. Devamını Oku
MEFTUT: Ufalanmış, parça parça edilmiş, parçalanmış. Devamını Oku
NAHİRE: Ufalanmış. * Çürümüş. * Rüzgârla savrulur, yel estikçe ses verir, delik deşik olmuş kemik. Devamını Oku
NEHİRE: Çürümüş, ufalanmış, rüzgârla savrulur. Delik deşik, göz göz olmuş. * Rüzgâr estikçe ses verir kemik, çürümüş kemik. (Nâhir de denir) Devamını Oku
HESİS: Gizli ses, gizli kelâm. * Ezilmiş, ufalanmış nesne. Devamını Oku